MEZOTERAPİ



Birçoğu doğal ürünler olan enjekte edilebilir ilaçların, derinin orta tabakasına (mezoderm) çok düşük dozlarda verilmesi esasına dayanan mezoterapi 1952 yılında Fransız hekim Michél Pistor tarafından geliştirilmiştir.
İlk uygulamalar spor yaralanmalarında hızlı, etkili ve kalıcı bir ağrı tedavisi sağlamak amacıyla yapılsa da cilt altı kılcal kan dolaşımının önemi yıllar içinde anlaşıldıkça uygulama alanları genişlemiş ve bugün cilt hastalıklarından romatizmal problemlere, varislerden saç dökülmesine ve en popüler şekliyle selülit tedavisine kadar uzanmıştır.
Günümüzde selülit tedavisinde altın standart tedavi yöntemi olarak görülmektedir ve Uluslararası Mezoterapi Derneği'nin 15.000'i aşkın hekim üyesi dünyanın her yerinde bu tedaviyi uygulamaktadır.

Mezoterapinin en büyük avantajı lokal (bölgesel) bir uygulama olmasıdır. Böylece sistemik dolaşıma geçmeyen ilaçlar hem uygulanan yerde küçük dozlarla yüksek konsantrasyona ulaşırlar hem de sistemik yan etkiler görülmez. Kullanılan ilaçlar genellikle doğal bitki ekstreleri, aminoasitler, vitamin kombinasyonları ve enzimlerdir. Kliniklerde FDA ve CE belgeli mezoterapi ilaçları kullanılmaktadır. Tedavinin en önemli noktası, kullanılacak karışımın kimyasal etkileşime girmeyecek ürünlerden en uygun dozlarda seçilmesidir. Bu seçim hem etkinlik hem de güvenilirlik açısından son derece hassastır. Uygulamalar, özel mezoterapi enjektörleri ile yapılır ve ağrısızdır. Mezoterapi seansları, haftada bir seans olarak başlayıp klinik gelişmeye göre ayda bir seansa kadar inmektektedir.

0 YORUM YAPILDI :