CHIROPRACTIC - MANUAL TERAPİ

Yunanca Cheir (el) ve Praxis (tedavi) sözcüklerinden oluşan Chiropractic "Elle Tedavi" anlamına gelir ve iskelet sistemi üzerine odaklanan bir tedavi yöntemidir. Omurga ve çevresel eklemlere uygulayıcının eliyle yaptığı müdahalelere "manipülasyon" denir. Sıklıkla kas, kemik, eklem ve bağ dokusu ile ilgili iskelet sistemi sorunlarını tedavi etmek için kullanılır. Tedavinin temel konsepti iki prensip üzerine kuruludur:

- Organizma güçlü bir kendini yenileme yeteneğine sahiptir
- Omurga yapısı ile organların fonksiyonları arasında sıkı bir ilişki vardır ve sağlıklı yaşam bu ilişkinin dengesine bağlıdır.

Omurga manipülasyonları ilk olarak Grek hekim Hipokrat tarafından tanımlanmıştır. Bugün bilindiği şekliyle her organ omurilikten çıkan sinirler tarafından uyarılır. Bu sinirlerin omurga sorunları nedeniyle sıkışması ve elektriksel iletimin bloke olması ilgili organda önce fonksiyonel sonra organik hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Anlaşılabilecek en kolay örnek fıtıklardır. Örneğin bel fıtığı olan bir insanda bacaklara giden sinir lifleri omurilik düzeyinde sıkışır ve tedavi edilmezse bacakta kısmi felçler ortaya çıkar. Chiropractic, bu ilişkinin iç organlarda da aynı şekilde gerçekleştiğini ifade eder.

İltihaplı eklem romatizmaları, kemik kistleri ve kemik erimesi olan hastalar açısından chiropractic uygun bir tedavi yöntemi değildir.

YOGA'NIN FAYDALARI



Uzakdoğu sağlık sistemlerinin zihin-beden çalışmalarından biri olan Tai Chi, hareketli meditasyon olarak da tanımlanabilir. Zira uygulamanın temeli, doğru nefes, kontrollü hareket ve meditasyondur.


Tai Chi, Çin'de MÖ. 12. yüzyıl civarında doğmuş ve silahsız savunma sanatları içinde yer almıştır. Bugün Çin'de herhangi bir park, bahçe ya da yol kenarında her sabah toplu halde Tai Chi yapan her yaştan insan görebilirsiniz. Güne zinde ve sağlıklı başlamanın iyi bir yoludur.

Tai Chi'de hareketler yavaş ve akıcıdır, şiirsel bir ritüeli andırır. Belli sayıda hareketin oluşturduğu diziler "form" olarak adlandırılır. En kısa form 13 hareketten oluşur.

YOGA

Bir diğer zihin-beden çalışması Hindistan'dan dünyaya yayılan Yogadır. Yoga, çok sayıda temel hareketlerden (asana) oluşur. Tai Chi'de olduğu gibi nefes kontrolü ve meditasyon da olmazsa olmazlarındandır.

Yoga, spiritüel bir çalışma olarak başlasa da sağlıklı kalmak için yapılan uygulamaları evrensel bir noktaya ulaşmıştır. Dünyanın her yerinde Yoga Enstitüleri ve uygulayıcıları bulmak mümkündür.

HANGİ RAHATSIZLIKLARA İYİ GELİR

Tai Chi ve Yoga uykusuzluk, anksiyete ve depresyon gibi sinir sistemi hastalıklarında, yumuşak doku romatizmalarında, gastrit, kolit gibi fonksiyonel mide-barsak hastalıklarında, hipertansiyon ve kolesterol yüksekliğinde, kalp-damar sistemi hastalıklarında etkili bulunmuş ve Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü'nün bir kuruluşu olan National Center for Complementary and Alternative Medicine tarafından bu hastalıklarda uygulanması önerilmiştir.
.

MEZOTERAPİ



Birçoğu doğal ürünler olan enjekte edilebilir ilaçların, derinin orta tabakasına (mezoderm) çok düşük dozlarda verilmesi esasına dayanan mezoterapi 1952 yılında Fransız hekim Michél Pistor tarafından geliştirilmiştir.
İlk uygulamalar spor yaralanmalarında hızlı, etkili ve kalıcı bir ağrı tedavisi sağlamak amacıyla yapılsa da cilt altı kılcal kan dolaşımının önemi yıllar içinde anlaşıldıkça uygulama alanları genişlemiş ve bugün cilt hastalıklarından romatizmal problemlere, varislerden saç dökülmesine ve en popüler şekliyle selülit tedavisine kadar uzanmıştır.
Günümüzde selülit tedavisinde altın standart tedavi yöntemi olarak görülmektedir ve Uluslararası Mezoterapi Derneği'nin 15.000'i aşkın hekim üyesi dünyanın her yerinde bu tedaviyi uygulamaktadır.

Mezoterapinin en büyük avantajı lokal (bölgesel) bir uygulama olmasıdır. Böylece sistemik dolaşıma geçmeyen ilaçlar hem uygulanan yerde küçük dozlarla yüksek konsantrasyona ulaşırlar hem de sistemik yan etkiler görülmez. Kullanılan ilaçlar genellikle doğal bitki ekstreleri, aminoasitler, vitamin kombinasyonları ve enzimlerdir. Kliniklerde FDA ve CE belgeli mezoterapi ilaçları kullanılmaktadır. Tedavinin en önemli noktası, kullanılacak karışımın kimyasal etkileşime girmeyecek ürünlerden en uygun dozlarda seçilmesidir. Bu seçim hem etkinlik hem de güvenilirlik açısından son derece hassastır. Uygulamalar, özel mezoterapi enjektörleri ile yapılır ve ağrısızdır. Mezoterapi seansları, haftada bir seans olarak başlayıp klinik gelişmeye göre ayda bir seansa kadar inmektektedir.

DEVE DİKENİ



Deve dikeni, Meryemana dikeni
Yayılışı: Akdeniz ülkeleri, Güney Rusya ve Kuzey Afrika’da yaygın olan, Silybum marianum Türkiye sahil şeridinde özellikle Ege ve Marmara Bölgelerinde çok yaygındır, seyrek olarak subsp. anatolicum da yurdumuzda bulunmaktadır.
Kullanılan kısımları: Meyvaları (akenleri) (Cardui mariae fructus).
Etken bileşikleri: Silimarin ismi verilen flavonolignan karışımı; majör bileşik silibin (silibinin).
Etki ve kullanılışı: Silimarin karaciğer zehirlenmelerinde, özellikle Amanita phalloides ile olan mantar zehirlenmelerinde çok etkilidir. Etken bileşik silimarin karaciğer hücre çekirdeğinde polimeraz A’nın aktivitesini stimüle eder, karaciğerin rejenerasyon kabiliyetini arttırır; drogun antihepatotoksik etkisi yanındakologog etkisi de vardır. Mantar zehirlenmeleri (Amanita phalloides), kimyasal madde zehirlenmeleri (kloroform, halotan, karbontetraklorür vb), karaciğer sirozu, kronik-iltihabi veya bilhassa virütik sarılık ve safra rahatsızlıklarında kullanılır.

Dozaj: 12-15 g drog/gün.Çay: Günde 3 çay fincanı.
Hazırlanışı: 2 çay kaşığı (5g) drog üzerine 1 çay fincanı kaynar su dökülür, 10-15 dakika bekletilir, süzülür. Bitkisel çay nadiren kullanılır, zira silimarin bileşiklerinin ancak belli bir miktarı suda çözünür.
Kombinasyonları: Karaciğer ve safra rahatsızlıklarında kullanılan diğer droglarla kombine edilebilir.
Yan etkileri, geçimsizlikleri,kontrendikasyonları: Bazı bünyelerde nadiren hafif laksatif etki gösterir.
Katıştırma: Seyrek de olsa Onopordum meyvaları ile katıştırılabilir.

DEPRESYON


Depresyon (çöküntü) bir hastalıktır ve günümüz dünyasında en sık rastlanılan rahatsızlıklardan biridir. Genelde hayat sorunları, kişisel sorunlar, ruhsal yada fiziksel hastalıklarla birlikte ortaya çıkar. Bilimadamları depresyonun mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirtmekle, tedavi edilmeyen vakalarda depresyon rahatsızlığının ilerleyen dönemlerde ruhsal rahatsızlıklara dönüşebileceğini uyarısını yapmaktalar.Ülkemizde sosyal ve ekonomik şartlar gözönünde bulundurulduğunda, depresyona uğrama potansiyeli de buna bağlı olarak artan bir ivme kazanmıştır.Peki alternatif tıpta depresyonla ilgili ne tür çözüm önerileri bulunmakta?
İşte..Sizler için araştırdım;
Avokado:Sindirimi çok rahat olan bu meyveyi özellikle yeni doğmuş bebeklerin ilk maması olarak tavsiye ederiz.İçerdiği E vitamini kalbe iyi gelir, yüksek potasyum da dinç tutar ve insanı depresyona sokan uyuşukluluk ve rahatlığı üzerinden atar. Vücudun kolesterol oranını ayarlar.Teninizin sürekli hücre yenilemesine neden olur.(Zayıflamak isteyenler Yağ oranı yüksek olan avokadoyu yememenizi öneririz.)


Çikolata:Sütlü çikolataları tercih edin.Çünkü içerdiği kakao yağı,magnezyum, E vitamini beynin kendisini yenilemesine ve psikolojik rahatlık sağlamasına yardımcı olur.Migreni olanlar çikolatadan uzak durmalıdır.


İstiridye :İçindeki demir,sperm sayısını ve insanın seks gücünü artırır. A, B12 ve C vitaminleri içerir.Beyin için en faydalı yiyecek olan istiridye, enerji verir.(Dikkat: Kolesterol oranı birçok balığın iki katıdır.)


Patates: Bir patates,bir kişinin bir gün içinde alması gereken C vitaminini içerir. Beyindeki serotonin adlı kimyasal maddenin kendisini yenilemesini sağlar.

ENERJİ TERAPİLERİ



Tekrar Bağlantı (Reconnective Healing), kendi öz gerçeğimiz ile bağlantımızı yeniden oluşturan, varlığımızın tüm parçalarına ulaşmamızı sağlayan ve tüm evrenle bağlantı kurmamıza yardım eden Beşinci Boyut Yeni Enerji Şifasıdır. Amerikalı tıp doktoru Eric Pearl tarafından sistematize edilmiştir. Uygulayıcı ellerini kullanarak beşinci boyut enerjisini alıcının enerji bedenine aktarır, alıcıya dokunması gerekmez. Seans süresince kişinin akupunktur meridyenleri boyunca bulunan aksiatonal hatlarının (aksiatonal hatlar yaşlanmayı, hücre metabolizmasını ve yenilenmeyi kontrol altına alan kimyasal bir kod mekanizmasıdır) tanrısal bağlantısını sağlayarak tüm subtil ve fiziksel bedenlerin şarj olmasını ve negatif duygu ve düşünsel kalıpların temizlenmesine duygusal ve ruhsal düzeyde yenilenmesine yardımcı olur.
Enerji çalışmasının etkili olması inanca bağlı olmadığı ve kişinin olayı kontrol altında tutma gibi bir gerekliliğinin olmamasından dolayı son derece başarılı neticeler elde edilebilmektedir. Hatta inanmayan kişilerde beklenti olmadığı için daha da iyi neticeler alınmaktadır. Hırs veya aşırı beklenti enerji blokajı oluşturabilir. Herkesin Reconnective Healing deneyimi özgündür ve seans miktarı her şahsın durumuna ve alınan neticeye göre değişir. İyileşme bir anda ve tek bir seansta da gerçekleşebilir, bazen iyileşmenin kendini göstermesi biraz daha uzun bir zaman da alabilir. Uygulama, Tekrar Bağlantı Şifası ile Kişisel Bağlantı olarak iki farklı şekilde eller bedene temas etmeden yapılır.

KAYNAK:http://www.dogalhayat.com.tr/tedaviler.html

VAKUM TERAPİ



Folklorik Anadolu tıbbında da önemli bir yere sahip kupa çekme işlemi olarak da tariflenebilecek olan vakum terapi, insanoğlunun en eski sağlık enstrümanlarından biridir. Birçok insan üşüten ya da sırt-bel ağrısından şikayet eden kişilere eskiden kupa çekildiğine şahit olmuştur. İçinde ispirtolu pamuk yakılarak oluşturulan negatif basınçla cilde uygulanan kupaların ciltteki kan dolaşımını arttırdıklarını kızarmış kupa izlerinden de anlamak mümkündür. Günümüzde artık ispirtolu pamuklar yakılmıyor ama bir pompa yardımıyla içinde negatif basınç oluşturulan manyetik kupalarla uygulanan tedavi hala güncel ve çok değerli...


Polikarbon kupaların ortasına yerleştirilen manyetik çubuklar akupunktur noktalarına denk getirilerek uygulanan vakum terapi, ciltaltı kan dolaşımını artırmakla kalmaz, mekanik etkiyle kas gevşetici olarak da kullanılır. Ayrıca bu akupunktur noktalarının mıknatısla uyarılmasından dolayı da akupressür etkisi elde edilmiş olur. Peki ciltaltı kan dolaşımını niçin bu kadar önemlidir? Omurganın yanlış kullanımı ve kronik stres gibi nedenlerden dolayı aşırı kasılan ve gevşeyemeyen kaslar sürekli laktik asit üretirler ancak aynı nedenlerden dolayı bozulan kan dolaşımı, yorgunluk ve ağrı yapıcı bu maddelerin o bölgeden uzaklaştırılmasına izin vermez. Böylece hücreler arası sıvı atık madde deposuna dönüşür ve belli bir süre sonra kronik ağrı - kas spazmı - kronik ağrı kısır döngüsü oluşur. Bu noktada alınan kas gevşetici ilaçlar kanda yeterli konsantrasyonda bulunsa bile kas spazmının olduğu bölgeye ulaşamadıklarından sorunu çözemezler. Böyle durumlarda bölgesel direkt uygulamalar yapmak gerekir ki, vakum terapi tam da bu noktada devreye girer. Kan dolaşımını artırır ve hem akupressür hem mekanik etkisiyle refleks uyarım yaparak kasları gevşetir. Kliniğimizde yapılan vakum terapi uygulamalarının bir diğer şekli ise manyetik olmayan kupaların aromaterapik bitkisel yağlarla birlikte kullanıldıkları negatif basınçlı derin doku masajıdır. Fibromyalji, Migren ve Myofasiyal Ağrı Sendromunda, omurga çevresi kaslarda görülen ve neredeyse kıkırdak doku sertliğinde olan kas spazmlarını çözebilmek konusunda oldukça etkilidir. Diğer uygulama alanları; erken boşalma, sancılı adet görme, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, başağrıları, bel-boyun fıtıkları, uykusuzluk ve selülittir. Ortalama bir vakum terapi uygulaması yaklaşık 15 dakika sürer ve hasta güvenliğini sağlamak için her seans sonunda kullanılan vakumlar sterilizasyon işlemine tabi tutulur.

ENFİYE


DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMİ:ENFİYE

Karabiber ya da enfiye olarak bilinen bitkisel tozların buruna çekilerek hapşırma refleksinin uyarılmasıdır. Hapşırma, üst ve alt solunum yollarının en önemli savunma mekanizmalarından biridir. Hapşırırken verilen havanın ve içindeki partiküllerin çıkış hızı yaklaşık 140 km/saattir. Dolayısıyla fizik kanunları gereği hapşırdığımız zaman geri tepme prensibiyle bakınız neler olur:
Beyin damarları genişler. Gözyaşı ve sinüs kanalları açılır. Kalp damarları genişler. Akciğerlerde normal solunumla atamadığımız rezidüel (ölü) hava dışarı atılır. Kalbin diyastol (gevşeme) sonu dinlenme süresi artar. Bir anlamda kalp milisaniyeler düzeyinde durur ve tekrar çalışmaya başlar. Muhtemelen hapşıran birine "çok yaşa" denmesinin nedeni de budur.

Kanaatimiz odur ki; Türk toplumunda geçmişte Alzheimer hastalığı, erken bunama, senil demans, Parkinson hastalığı gibi nörolojik hastalıkların bugüne göre çok daha az görülmesinin nedeni enfiyenin yaygın biçimde kullanılıyor olmasıdır ve biz düzenli enfiye kullanımının artan kalp-damar hastalıkları açısından da koruyucu bir etkisi olduğunu düşünüyoruz. Ve geçtiğimiz haftalarda "Hapşırık Kalbe İyi Geliyor!" başlığıyla basında yer alan haber: Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Telli, vücudun doğal refleksi olan hapşırık sırasında ağızdan çıkan havanın hızının çok yüksek olduğunu söyledi. Bu hızın vücutta oluşan yüksek basınçtan kaynaklandığını belirten Telli, "Hapşırırken karın bölgesi ve beyin ağırlıklı olmak üzere vücutta büyük bir basınç ortaya çıkar. Bu basınç nedeniyle kalp damarlarına yoğun kan gider" dedi. Bazı riskler taşısa da kalp damarlarına kan gitmesini sağlayan hapşırığın kalp için faydalı olduğunu vurgulayan Telli, “Basınç nedeniyle bayılmalar, hatta hapşırığın tutulması durumunda çok ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Ancak biz kalp uzmanları, sağlıklı kalp için hapşırığı severiz. Tansiyon hastalığı ve bayılma tehlikesi olmayan kişiler, hapşırıkla sağlıklı bir kalbe sahip olabilirler” diye konuştu.

Metin: Uzm. Dr. Suat ARUSAN

DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ (KRİSTAL TERAPİ)

Kristaller yüksek vibrasyona (titreşime) sahip minerallerdir. İnsanın biyolojik bir canlı oluşu ve doğadaki diğer varlıklarla ilişkisi düşünüldüğünde kristaller gibi özel minerallerden etkilenmemesi söz konusu olamaz. Kristaller elde tutulduğunda ya da cilde konulduğunda kristalin titreşimleriyle vücudumuzun vibrasyonları arasında oluşan etkileşim sonucu bir dizi cevap reaksiyonları oluşur.
Pratik uygulamada kristaller çakra denilen spesifik enerji merkezlerine konur. Çakralar vücudumuzun enerji trafoları gibidir ve Doğu tıbbında çok önemli bir yere sahiptir. Zaten Doğu tıbbına göre hastalık tanımı, çakralardaki enerji blokajı ile ilgilidir.
Vücudumuzda 7 ana çakra bulunur ve herbiri farklı frekanslarda vibrasyonlara sahiptir. Aynı zamanda herbir çakranın kendine ait bir rengi vardır ve tedavide kullanılacak kristallerin seçiminde bu renkler de dikkate alınır. Tarihsel olarak her hastalığa özgü kristal taş destek tedavileri uygulanmıştır. Bugün de tüm dünyada kristal taşlar sağlığı yeniden kazanma aracı olarak kullanılmaktadır. Kliniklerde kristal terapi bir yardımcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Örneğin depresyon ve uykusuzlukta ametist kristaliyle yapılan tedavilerden çok olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca hastalarımıza çeşitli kristallerden yapılmış takıları da üzerlerinde taşımaları şeklinde önerilerde bulunmaktayız.


ZEYTİNYAĞI


ZEYTİNYAĞI (3)


Kalp dostu;zeytinyağı hayvansal yağların tersine kandaki kolesterol miktarını ve dolayısıyla kalp krizi riskini azaltır. Kan plateletlerinin toplanmasına engel olarak kan pıhtılaşması riskini de yok eder.İçerdiği linoleik asit yüzdesi nedeniyle anne sütüne benzeyen zeytinyağı, inek sütüne katıldığında anne sütüne yakın değer elde edilir.Sütü kesilen anneler yağsız inek sütüne biraz zeytinyağı katıp bebeğe verilebilir.Günde birkaç damla zeytinyağı bebeğin gelişimine büyük katkı sağlar.İçerdiği E, A, K vitaminleri ile her yaştaki çocuğun gerekli ihtiyacına yanıt verir. Bu vitaminler kemiklerin doğal gelişimine ve mineralleşmeye yardımcı olup, güçlenmesini hızlandırır. Her yaştaki insan için yararlıdır.Böbreklerin ıslahında,taşları düşürmede, bağırsak kurtlarını düşürmede, karın ağrısında sıcak su ile içilmesi iyi gelir.Çocukları raşitizmden korur. Siyatik, mafsal ağrılarına iyi gelir; zeytinyağı tortusu sürülür.Ağızda çalkalandığında ,dişlerin beyaz olmasını sağlar,diş etlerini korur, diş çürümelerini önler.Zeytinyağı sağlık ve güzellik kaynağıdır. Cilde ve saçlara çok faydalıdır. Cildi besler, korur ve yumuşatır.Saçları dökülenlere; 1 yumurta sarısı ve zeytinyağı karışımını saç diplerine sürerek 1 saat bekletilip daha sonra yıkanması, arada bir tekrarlanması gerekir.